Küçüklüğümden beri mahsur kalmaktan çok korkuyorum. Bir şehirde, bir evde, birisinde...
Hiçbir şey yapamamak, direnememek, mecbur kalmak, mahsur kalmak....Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş... Şimdi bu tahakkümü hayatımın her yerinde iliklerime kadar hissediyorum. Böyle durumlarda ceketimi alıp çekip gidemiyorum. Mücadele edip yenmek istiyorum ve her seferinde yenilip kendimi yalnızlaştırıyorum, melankolimde boğuluyorum. Süper kahraman olmadığımı, her defasında kazanamayacağımı yeni öğrendim. Bazen yenildiğimi kabul etmek, baştan hayır demek, çekip gitmek gerekiyor. Kendimle barışma vakti. Şimdi eski benden çekip gidiyorum. Bu hesabı burada kapatıyorum.

Bu işi bir türlü ayrılamadığım ilişkime, mobbing’e uğradığım halde istifa edemediğim işime, 4 sene okuyup da bırakma cesaretini kendime bir hakaret olarak gördüğüm mühendisliğe, anlaşamadığım ve anlaşılmak için çok çaba serf ettiğim aileme, değiştiremediğim ülkeme itafen yaptım. Bazen bazı şeyleri değiştiremiyorum. Denemekten, mücadele etmekten, taş atmaktan asla vaz geçmeyeceğim ama anladım ki akıllı insanın özelliği kanının son damlasına kadar savaşıp ölmesi değil, yeri geldiğinde çekip gitmesiymiş.
Tanrım beni yavaşlat şiirinden alıntıdır.
“…tanrım,
bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır,
ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver…”



Ever since I was little, I've been terrified of being stranded. In a city, in a house, in someone...
Being unable to do anything, not being able to resist, being compelled, being stranded.... Besieged, surrounded, surrounded... Now I feel this domination all over my life to the very marrow of my bones. In such cases, I cannot take my jacket and leave. I want to fight and win, and every time I lose and isolate myself, I drown in my melancholy. I just learned that I am not a superhero, that I cannot win every time. Sometimes you have to admit that I've been beaten, say no, and walk away. Time to make peace with myself. Now I'm walking away from the old me. I'm closing this account here.


I made this in dedication to the relationship I couldn’t separate from, the job I couldn’t resign from despite being subjected to mobbing, the engineering degree that I studied for four years but saw as an insult to myself to leave, the family I couldn’t agree with yet tried hard to be understood by, and the country I couldn’t change. Sometimes, I just can't change certain things. I will never stop trying, fighting, or throwing stones, but I’ve realized that the trait of a wise person is not to fight to the last drop of their blood and die, but to walk away when the time comes.
It’s an excerpt from the poem "God, Slow Me Down."
“…God, 
grant me the courage to change the things I can,
the patience to accept the things I cannot change,
and the wisdom to know the difference…”
Neredeyim? Doğru yerde miyim?
Neredeyim? Doğru yerde miyim?
Ben kimim?
Ben kimim?
Yalnız mıyım?
Yalnız mıyım?
Ötekilerden farklı olduğumu hissediyorum.
Ötekilerden farklı olduğumu hissediyorum.
Evet yalnızım? Bunun üzerine biraz yürümeliyim.
Evet yalnızım? Bunun üzerine biraz yürümeliyim.
Bununla mücadele etmeliyim neden yalnızım?
Bununla mücadele etmeliyim neden yalnızım?
Doğru yol acaba herkesin gittiği yol mudur? bunu kabul edemiyorum.
Doğru yol acaba herkesin gittiği yol mudur? bunu kabul edemiyorum.
Dönüp kendime bakmalıyım. Kendime benzeyen insanlara bakmalıyım. Onlarla beraber olmalıyım.
Dönüp kendime bakmalıyım. Kendime benzeyen insanlara bakmalıyım. Onlarla beraber olmalıyım.
Bir yolculuğa çıkma vakti artık.
Bir yolculuğa çıkma vakti artık.
Ama önce oturup düşünmeliyim ne istediğime karar vermeliyim.
Ama önce oturup düşünmeliyim ne istediğime karar vermeliyim.
Evet ben farklıyım. Yalnız değilim. Yalnız olmakta istemiyorum bu benim kaderim değil bunu değiştirebilirim.
Evet ben farklıyım. Yalnız değilim. Yalnız olmakta istemiyorum bu benim kaderim değil bunu değiştirebilirim.